İkonlaşmış birçok marka, sesin zihinde uyandırdığı bu gücü stratejik bir araç olarak kullanır. Stratejik olarak doğru seçilmiş bir ses, markanın diğerlerinden ayrışmasını ve kolay hatırlanmasını sağlar. Bunun en kolay anlaşılabilir örnegi seçim kampanyaları sırasında partilerin kampanya şarkısı seçmesidir.
Farkında olmasak da bizler her gün markaları birbirinden ayırmak için bu seslerin yardımını kullanırız. İşitsel markalaşma da tam olarak tüketici ile marka arasında kurulan bu bağa yönelik yapılan çalışmalara denir.
Ses, sadece şirketler tarafından değil, markalaşan bir insanı, bir kültürü, bir şehri veya ülkeleri tanımlamak, hatta ikonlaştırmak için kullanılabilir. Şehir markalaşmasında sesi kullanmanın en uygun yöntemi ise bölgenin tarihini, kültürünü ve folklorik değerlerini bir araya getiren yerel motifleri yeniden yorumlamaktır.
Bölge ile özdeşleştirilmiş, toplumun hali hazırda bildiği bir melodi, sadeleştirilmiş ve modernleştirilmiş şekliyle kişilerin akıllarında daha kolay yer eder. Çanakkale için hazırladığımız işitsel logo projesini de, bölgenin en çok bilinen ezgisi olan “Çanakkale Türküsü”nden hareketle oluşturduk. Türkünün tümü yerine bir bölümünden aldığımız melodiyi kullanarak işitsel logo serileri hazırladık. Böylece dinleyenlerde türkünün geriye kalan kısmını zihninde tamamlamasını sağlayan bir teknik kullanmış olduk.
İşitsel logoların başarısındaki en önemli unsur tekrardır; kişiler marka sesini ne kadar sıklıkla duyarsa o kadar kolay ve çabuk hatırlar. Halkın zihninde yer etmiş bu türkünün farklı versiyonlarını çaldırdık.
‘Bir Nefes’ konseptinden yola çıkarak, ağırlıklı olarak nefesli çalgıların yer verildiği işitsel logo çalışmalarında, farklı varyasyonlar var. Bunlar şehirdeki farklı kullanım amaçları için hazırlandı. Havalimanları, otobüs durakları, belediyelere bağlı çağrı merkezleri, okul zilleri ve feribot seferleri gibi birçok alanda kullanılabilecek bu varyasyonlar… Kurumsal yerlerin yanı sıra halk ile etkileşimi artırmak amacı ile işitsel logo, telefon tonu olarak da kullanılabilecek. Bu şekilde Çanakkalelilerin kendi kimliğini dünyanın neresinde olursa olsun yansıtacağı bir öge olarak günlük yaşamın içinde yerini bulacak.
Hazırlanacak belgesellerden, sosyal medyaya, tüm görsel platformlara rahatlıkla eşlik edecek işitsel logo elemanlarımız, zaten bildiğimiz Çanakkale Türküsü’nün daha sık duyulmasını sağlayacak ve tekrarlarla gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir rol oynayacak.